15 Ağustos 2014 Cuma

İÇSEL MONOLOGLAR ÜZERİNE GEREKSİZ BİR YAZI


  • Donmuş bir gölün içerisine atılan Rus bebekler gibi olmak istiyorum. Çırılçıplak bir şekilde, buz gibi bir göle atılmak istiyorum. Sıcak memleketlerin insanı olamadım işte bu nedenle. Genlerim mi? Evet, kan çekiyor olabilir...
  • Kumdan yapılmış bir kalenin kraliçesi gibiyim. Sevgili dalgalar, lütfen benden uzak durun. 
  • Çay edebiyatından gına geldi. Sırf o aymazlara hadlerini bildirebilmek için dünyada var olan tüm çayı içmek ve sonra da yengeç dansı yaparak bu unutulmaz anı kutlamak istiyorum. Yaşasın klişe zincirlerinden arınmış gerçek edebiyat!
  • Tanrım, gecelerin kafası neden bu kadar güzel? 
  • Beynime tecavüz eden binlerce düşünce var içimde. 
  • Üzerime kocaman harflerle ''Amaçsız aslında bu değildir'' yazmak istiyorum. Peki o zaman kimim ben? Kim yazıyor bloğa bu güldürmeli yazıları? Şuan çelişmiyor mu her şey? 
  • Küçükken Sims oynamaya bayılırdım. Yarattığım karakterlerin hayatını mahvetmekle geçerdi saatlerim. Önce birbirlerini çok da sevmeyen bireyleri bir eve koyar, onları türlü stratejilerle aşık ederdim birbirlerine. Sonra da onları asla öpüştürmez, bir havuzun içerisine koyardım. Havuzdan çıkmalarını sağlayacak merdivenleri siler, onların boğulmalarını izlerdim. Öldüklerinde çimlerin üzerinde beliren mezar taşlarının başına da çocuklarını getirir ağlatırdım bol bol. Kendi çapımda acımasız bir Tanrı gibiydim. 
  • Küçükken kendimi bir kukla zannederdim. Görünmez iplerimi Tanrı'nın tuttuğunu, istediğinde de beni geri çekeceğini düşünürdüm. Sanırım çok da haksız sayılmam.
  • ''Her şeyden var ama hiçbir şeyden tam yok aslında'' diye düşünüyordum. Şimdi başka bir şey düşünüyorum.
  • Çok ayıp bir plan yaptım. İçimdeki canavarı yatıştırabilecek tek kişiyi bekliyorum.