17 Temmuz 2012 Salı

BENDEN BİR ŞEYLER

Merhaba hayatın zevklerinden marjinal fayda sağlamaya çalışan okuyucularım.

Odama hakim olan yıldırıcı çöl ikliminin etkisiyle serap gördüğümü farkettim az önce...
Şöyle ki, yatağımda oturmuş boş gözlerle etrafı izlerken bir anda esrarengiz şekilde odamın ortasında bir havuz oluştu. Havuzun içinde de yakışıklı erkekler var. Kimisi bana tatlı tatlı gülümsüyor, kimisi de çapkınca göz kırpıyor... Oyyyşşş. Neyse. İç dünyamda olup bitenleri bu derece açığa çıkarmam sanırım pek de iyi bir şey değil. Fakat yazı başlığımın ''BENDEN BİR ŞEYLER'' olmasından mütevellit, (-evet ''mütevellit'') sanırım açık konuşmakta fayda var.

Küçükken Ben yazılarının devamı olarak yazdığım Ben Ergenusken yazısında bahsetmediğim -ve aslına bakarsanız çok da önemli olmayan- şeyler var...

1. EVRE: LİSE

  • Erkeklerin futbol oynayıp kızlara hava attığı, kızların ise alık alık her erkeğe aşık oldukları ilim irfan yuvalarına LİSE deniliyor biriciklerim.
  • İlkokul ve orta okul hayatı boyunca takdir alan biri olarak, lise hayatımı tembellikle geçirdim diyebilirim. Liseye yeni başlamış olmanın getirdiği mutluluk ve akabinde gerçekleşen hormonal coşmaların yaşandığı bu zamanlarda, elbette hepimiz için hayat toz pembeydi sevdiceklerim.
  • Lise'de TEOMAN'a aşık olmuştum. ''Kaşındaki piercing olayım Teo!'' deyü deyü az haykırmadım. Barlardan sarhoş sarhoş çıkışlarına az üzülmedim...
  • Yukarıdaki maddeyi her okuyuşumda utanıyorum.
  • Bizim okulda kızlar da tıpkı erkekler gibi pantolon giyerlerdi. Öyle aman eteğimizi yukarı çekelim de bacaklarımız görünsün kaygısını yaşamadık. Yaşayamadık. O yüzden bir yanım hep eksik... :)
  • "bir bitireyim bir daha uğrarsam nabööle olayım" gibi boyumdan büyük sözler verip, bittikten sonra içinde dolaşırken, pencereden bakarken ilginç sarsıntılar yaşadığım bu mekan, bana harika arkadaşlıklar verdi.
  • He ama sorarsanız ki ''ne öğrendin yaprraaaaaam?'' valla önünüzde susar kalırım. O derece bomboş mezun oldum.

2. EVRE: ÜNİVERSİTEYE HAZIRLIK

  • Dershane denilen, böyle içinde deli paraların döndüğü, türk eğitim sisteminin çöküşünün yegane kanıtı olan ticarethanelerde ben de bulunmak durumunda kaldım sevgili okuyucu.
  • Haftaiçi okulda bir güzel beynimi erittikten sonra, bu seferde haftasonları dershanede erimiş beynimi adeta gaz formuna getiren sorularla- deneme sınavları ve etüdlerle uğraştım.
  • Çözülebilecek tüm sikim sonik soruları çözdükten sonra ve yeterince sinir krizi atlattıktan sonra kendimi tamamen jöle kıvamında buluverdim. Artık bu durumdan tamamen kaçış olamayacağını anladım ve ''zevk'' almaya çalıştım...
  • Sınavdan bir gün önce dershanenin rehber öğretmenlerinin düzenlediği ayin çerçevesinde kalemleri kırmış, Hz. İsa'nın son yemeğini çağrıştırıcı şekilde sıkıcı bir yemek yemiş, babanın ”olmazsa üzülme evladım. biz senin arkandayız her zaman. ee? ama yapsan da iyi olur yani.” tarzındaki konuşması atlatılmış, karın ağrıları eşliğinde sınav sabahına uyanılmıştır…
    Evden çıkarken defalarca sınava giriş belgeleri kontrol edilmiş, okunmuş pirinç, okunmuş su ve hatta okunmuş kalemler voltranının güvenilirliği içinde sınav salonuna giriş yapılmıştır…

3. EVRE: ÜNİVERSİTE

  • Üniversiteye hazırlık dönemini çok sıkıntılı geçirmiş biri olarak, kendimi ÖSS, YÖK ve elbette ailemin baskı dolu ellerine bırakanlardanım. Hem zaten küçüklüğünden beri dansöz olmayı hayal eden bir kıza ''meslek seç'' demek de yürek ister değil mi? Bende bu yüzden dansözlük hayallerimden vaz geçip, hayallerimle hiç de alakası olmayan bir bölüme giriş yaptım.
  • Üstün gözlem yeteneğim sayesinde (-evet benim böyle bir yeteneğim var!-) okulun ilk günlerinde edindiğim sıkı dostlarımın çalışkanlığı sayesinde vize ve final haftalarında pek de zorlandığım söylenemez sevgili ballı lokma tatlılarım.
  • Bu bahsettiğim çalışkan arkadaşları daha sonra yoldan çıkardığımı söylememe gerek var mı acaba?
  • Bu arada eğer aramızda üniversiteye henüz hazırlanan biri varsa şunu söylemeden geçemeyeceğim, ''sevgili üniversiteye hazırlanan okuyucum; öncelikle şunu bilmelisin ki, üniversitede ne kızlar teklif eder, ne de üniversiteye kapağı attım ve kurtuldum düşüncesine yer vardır. sınav zamanları her şekilde götün sıkışır. istediğin kadar çimlere uzan, adamın götünden kan almadan mezun etmezler...''
  • Sırf yukarıdaki maddeyi okuyarak, şuan tek dersten bütünlemeye kaldığımı anladınız değil mi? Evet...
Çok yordun beni blog.
Artık bundan sonra bugünü konuşacağız...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder