3 Mayıs 2012 Perşembe

ZİNCİRLİKUYU GERÇEĞİ












Merhaba hepsi birer İngiliz teni narinliğinde ki okuyucularım.

Yazımın başlığına bakarak sanki sosyo- kültürel bir durumdan bahsedeceğimi sandınız değil mi? Yoo dudu yüzlüm, yoo… Ben sadece Zincirlikuyu’nun bünyemde oluşturduğu bir kaç durumdan bahsedip defolacağım.

Zincirlikuyu denilince akla hep o kocaman mermer mezarlık ve onun kapısında kocaman kocaman ”her canlı bir gün ölümü tadacaktır” yazısı gelir. Kendimi şöyle hafif bir zorlayınca aklıma plazalar da gelmiyor değil ama şimdilik onu boşveriyorum.

He evet ne diyordum? ”Her canlı bir gün ölümü tadacaktır.” Yahu o ne tatsız bir yazı değil mi? Minibüs ile önünden geçerken her okuyuşumda nedense kalabalığı yararak otobüs şoförünün kulağına, ”abi her canlı bir gün ölümü tadacakmış. nolur az yavaş sür de taklaya gelmeyelim erkenden.” diyesim gelir. Tırsarım.

Veya haykırarak, ”HER CANLI BİR GÜN ÖLÜMÜ TADACAKMIŞ! HEPİMİZ GEBERİCEZ HAHAHA!”diyesim gelir. Gerçi böyle bir durumda dayak yeme olasılığım olduğu için, daha fazla çirkinleşmek istemiyorum.

Şimdi ben bu yazıyı neden yazdım? Çünkü gerçekten de ”HEPİMİZ GEBERİCEZ HAHAHHA!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder